
MEDUSA’NIN SALI
Medusa’nın Salı
Medusa (orijinal adı Meduse’dir) 1810 yılında denize indirilmiş, 40 toplu, Pallas sınıfı, Fransız Kraliyet Donanması tarafından kullanılan bir fırkateyndi.
Ressam Jean-Jérôme Baugean tarafından çizilen Meduse (1819)
Bu geminin batışı, sadece denizcilik tarihinin değil, aynı zamanda Fransız toplumsal ve politik tarihinin de dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Medusa gemisinin hikayesi kötü yönetim, beceriksizlik ve felaketlerin birleşimiyle trajik bir şekilde sonuçlanmış ve tarihe “Medusa Faciası” olarak geçmiştir.
Geminin Görevi
1816’da Fransız hükümeti o dönemdeki Fransız kolonisi olan Senegal’e yapılacak bir keşif gezisini desteklemek için Medusa fırkateyninin başında olduğu dört gemiden oluşan [Medusa-fırkateyn(Komuta gemisi), Argus-brik, Loire-nakliye gemisi, Echo- korvet] bir filoyu görevlendirdi. Fransa Napolyon’un 1815’teki Waterloo yenilgisinden sonra yeniden toparlanmaya çalışıyordu. Bu nedenle Afrika’daki sömürgelerine yönelik ilgisini daha fazla artırdı. Savaş sonunda İngilizler St. Louis adasını el geçirmişler ancak bir iyi niyet göstergesi olarak Fransızlara iade etmişlerdi. Bu keşif gezisi Fransızların Afrika’da pestijini artırmayı ve daha fazla toprak kazanmalarını sağlamayı da amaçlıyordu. Operasyona çıkacak büyük filonun yanında çok sayıda subay ile beraber Senegal’e yeni atanmış Vali Schmaltz ve beraberindekiler de bulunuyordu.
Bilgisizlik Kaderi Örüyor
Gemiye ve filoya Komutan olarak Fransız yüzbaşısı Hugues Duroy de Chaumareys atanmıştı. 51 yaşındaki kaptan değil bir filoyu yönetmek bir gemiyi bile yönetmek için çok deneyimsizdi ve gemilerin kontrolü için gereken uzmanlığa sahip değildi. O dönemde Fransız Kraliyet Donanması’nın amirali Cappy, Medusa’nın kaptanına ayrımcılık yaparak felaketi başlatacak ilk adımı attı.
İlginç Bir Olay
Bu deniz trajedisinin en ilginç yönlerinden birisi de mayonezle ilgilidir. 1800’lerin başlarında, Fransızlar mayonez endüstrisinin lideridir ve üretimleri 20 milyon ton civarındadır. Medusa’nın Senegal görevinden sonraki görevi de Meksika’ya gitmekti. Bu nedenle Meksika’ya teslim edilmek üzere 12.000 şişe iyi kalite mayonez de gemiye yüklenmişti. Bu durum ileride başka bir hikayeye konu olacaktı.
Felaketin Başlangıcı: Komutanın Yanlış Kararları
Fransız filosu 1816 yılının Temmuz ayında fırtınalı bir havada Fransız sahillerinden yola çıktı. Ancak Kaptan Chaumareys ve komuta kadrosu fırtınalar ile başa çıkmak için yeterli bilgiye sahip değildi. Bu yolculuğun başından itibaren alınan yanlış kararlar felaketin fitilini zaten ateşlemişti. Diğer taraftan Vali Schmaltz bir an önce görevine başlayabilmek için acele ediyor, kaptana yönelttiği isteklerinde sınır tanımıyordu. Vali daha hızlı gidebilmek adına Medusa’nın filodan ayrılmasını ve sahil rotasından ilerleyerek daha kısa zamanda St. Louis limanına girmesini talep etti.
Fırtınaların şiddetini hafife alan kaptan gemilerini güvenli bir limana yönlendirmeyi ve seyir planını yeniden düzenlemeyi reddetti. Medusa filodan ayrılarak hızla sahil yönüne doğru ilerlemeye koyuldu. Sahile yanaşık seyir yaparken, yine ataması yanlış ve bilgisi yetersiz seyir gözcüsünün kaptanı yanlış yönlendirmesi nedeniyle, ayrıca seyir subayının kaptanı defalarca ikaz etmesine rağmen, koca gemi 21 Temmuz 1816’da karaya oturdu.
Kurtulma Çabaları
Gemide 6 adet can salı bulunuyordu ve bu sallara sadece Vali, komutan, subaylar ve valilik görevlileri bindirildi. Gemideki tahta parçalarından büyük bir sal yapıldı ve 147 kişiden oluşan gemi personeli de, yanlarına un, şarap ve su bırakılarak, bu sala bindirildi.
Gemiyi terk esnasında yapılan sal. Bu salın çizimi o sırada salda bulunan gemi doktoru Jean-Baptiste Henri Savigny tarafından mahkemeye iletilen çizimdir
Can salları ve onlara bağlı sal ile sahile doğru ilerlemeye çalıştılar. Ancak büyük sal kolay ilerlemiyordu, fırtına gittikçe bastırıyordu, salda bulunanlar ayrımcılığa kızmaya başladılar, ikaz edilmelerine rağmen, can sallarına geçmek için çaba göstermeye başladılar. Bu durum kaosa neden oldu. Valinin isteği ve Komutanın emri ile salın halatı can sallarından fora edildi.
Hayatta Kalanların Dramı
Denizde salın üzerinde kalan 147 kişi, hayatta kalabilmek için mücadele etmeye başladılar. Fakat, salın yapımı, son derece kötü planlanmış ve eksik malzemelerle gerçekleştirilmişti. Saldaki 132 kişi korkunç bir şekilde açlık, susuzluk, hastalık ve şiddetli doğa koşullarıyla mücadelede başarısız oldular.
Salda bulunanların çoğu, çürüyen cesetlerle ve ölü bedenlerle dolu bir ortamda hayatta kalma mücadelesi verirken, bazıları birbirine karşı şiddet göstermişti. Kimi ölülerin cesetleri yemiş, kimisi de birbirlerine saldırarak hayatta kalmaya çalışmıştı.
Kurtuluş ve Geriye Kalanlar
13 gün süren bu korkunç yolculuk sonrasında yalnızca 15 kişi hayatta kalabildi. Geride kalan filodan Argus isimli gemi hayatta kalanları kurtararak karaya çıkardı. O zamana kadar 132 kişi ölmüş ve Medusa faciası Fransız toplumunu derinden sarsmıştı.
Felaketi anlatan haberler hızla yayıldı. Medusa faciası, yalnızca geminin batışıyla değil, aynı zamanda o dönemin yönetim anlayışı ve halkın devlet yönetimi hakkındaki güvenini de zedeledi. O dönemde, halk, geminin kaptanının deneyimsizliğini ve kötü yönetimini şiddetle eleştirdi. Bu olay, sadece denizcilik tarihi açısından değil, aynı zamanda sosyal, politik ve kültürel bir felaket olarak da kayıtlara geçti.
Mayonez Hikayesi
Mayonez hikayesine gelince; Geminin battığına dair haber Meksika’ya ulaştığında gayriresmi bir yas günü ilan edilir ve alaycı bir kelime oyunu ile bu yas günü beş mayıs olarak kabul edilir; “sinco de mayo” (the mayonnaise sinking – mayonezin batışı) günü, “cinco de mayo” (beş mayıs) olarak belirlenir.
Felaketin Sonuçları ve Sosyal Etkileri
Medusa faciasının ardından, Fransız hükümeti büyük bir tepkiyle karşı karşıya kalmıştı. Kamuoyunun tepkisi, hükümete ve orduya duyulan güvensizlikle birleşti. Bu olay, yalnızca bir deniz kazası olmanın çok ötesine geçti ve Fransız halkı için ciddi bir sosyal mesele haline geldi.
O dönemde, halk arasında büyük bir öfke doğmuş ve dönemin önemli gazeteleri, hükümetin ihmalkarlığını sert bir dille eleştirmişti. Hükümet, olayla ilgili sorumluluk taşıyan subayların mahkemeye sevk edilmesine karar vermiş, dört ayrı suçtan yargılanan kaptan seyir esnasında verdiği kararları nedeniyle suçsuz bulunmuştur. Fransız donanmasının böyle bir ihmalkarlığa neden olacak kararlar vermesinin dünya üzerinde büyük bir prestij kaybı olacağı düşüncesi mahkemede göz önüne alınarak bu karara ulaşılmıştı.
Medusa faciası, toplumsal hafızada derin bir iz bırakmış ve hem edebiyat hem de sanatta önemli bir yer edinmiştir. Gericault’ın ünlü tablosu Medusa’nın Salı bu trajediyi anlatan en ünlü sanat yapıtlarından biri olmuştur.
Theodore Gericault ve Medusa’nın Salı
Theodore Gericault (1791-1824), Fransız Romantizminin en önemli figürlerinden biridir. Sanat dünyasında güçlü bir ifade tarzı ve dramatik, duygusal temalarla tanınan Gericault, eserlerinde insanlık durumunun derinliklerine inmeyi amaçlamıştır. Sanatında özellikle hareket, duygu yoğunluğu ve doğrudan gerçekçilik gibi unsurlar ön planda yer alır. Bunların en belirgin örneği, Gericault’ın 1818-1819 yıllarında tamamladığı Medusa’nın Salı tablosudur.
Theodore Gericault’un Medusa’nın Salı Tablosu (490 cm × 716 cm (16 ft 1 in × 23 ft 6 in), Louvre, Paris
Gericault, bu trajik olayın izlerini sürerek, Medusa’nın Salı tablosunu yaratırken felaketi dramatize etmekle kalmamış, aynı zamanda toplumun dikkatini felaketin sorumlularına çekmeyi amaçlamıştır. Bu tablo, bir yandan toplumsal ve politik bir eleştiri barındırırken, diğer yandan insanlık durumunu çarpıcı bir biçimde gözler önüne serer.
Tablonun Sanatsal ve Tarihsel Bağı
Medusa’nın Salı, dönemin sanat anlayışına tamamen zıt bir şekilde, gerçeği olduğu gibi, hiçbir estetik kaygı taşımadan ve abartılardan kaçınarak, izleyiciye sunar. Gericault, romantik akımın bir parçası olarak, bireylerin içsel duygularına ve dramatik bir şekilde betimlenen manzaralara büyük ilgi duymuştur. Tablonun tarihi gerçekleri yansıtması, dönemin izleyicileri için sarsıcı bir etki yaratmıştır.
Tabloda, birçok figürün ve yüzün korku, çaresizlik ve ölümle mücadele eden ifadeleri büyük bir yoğunlukla işlenmiştir. Gericault, yalnızca hayatta kalanları değil, ölenleri de dikkatlice resmetmiştir. Hayatta kalanların bedensel durumları, açlık ve susuzluğun getirdiği zayıflıklar, izleyicinin insana dair vahşi bir anlayışa sahip olmasını sağlar. Ayrıca, tablonun kompozisyonu da büyük önem taşır. Gericault, figürleri birbirine sarılmış ve sıkışmış şekilde yerleştirerek, felaketin kaçınılmazlığını ve çaresizliği vurgulamıştır. Gemi enkazı, kaderin tutsakları gibi figürlerin arasında yer alırken, izleyiciye felaketin her yönünü dramatik bir biçimde hissettirir.
Umut
Tabloda umudun varlığı birçok izleyicinin gözünden kaçmaktadır. Argus isimli geminin ufuktan gelişi ve saldaki direğe tırmanarak renkli bir kumaş ile gemiye işaret vermeye çalışan gemideki tek zenci Jean Charles (kurtarıldan sonra aşırı hızlı yemek yemekten ölmüştür) ilginçtir. Bu hareket Fransız ulusunun savunucusu olarak onurlandırılan Jeanne D’Arc karakterinin yeni bir stilizasyonudur.
İfade ve Teknik
Tablonun teknik açıdan da büyük bir önemi vardır. Gericault, figürleri büyük bir doğrulukla resmetmek için gerçek bedenler üzerinde çalışmıştır. Bu amaçla, ölü bedenlerin ve yaralıların fotoğraflarını çekmiş ve hastanelerdeki ölüleri inceleyerek tablosuna ilham almıştır. Tablodaki figürler gerçekçiliğiyle dikkat çekerken, aynı zamanda dramatik ifadeler ve yoğun bir duygu durumunu yansıtır. Gericault, figürleri sadece anatomik doğrulukla değil, aynı zamanda içsel dünyalarını, korku ve umutsuzluk gibi hisleri de aktaran bir şekilde betimlemiştir.
Medusa’nın Salı, yalnızca bir felaketi anlatan bir tablo olmanın ötesinde, insanın temel duygularına dair evrensel bir dil oluşturur. Gericault, her bir figürün vücut dilini ve ifadesini titizlikle ele alarak, izleyiciyi felaketin içine çekmeyi başarır. Özellikle, bir figürün ellerini göğe doğru açması, sanki bir kurtuluş umudu araması, insanın hayatta kalma içgüdüsünün gücünü simgeler. Tabloda ayrıca umudu simgeleyen çok küçük bir gemi silueti de dikkatlerden kaçacak şekilde salın gerisine, ufuk çizgisine yerleştirilmiştir.
Toplumsal Eleştiri
Tablonun diğer önemli bir yönü, dönemin Fransız hükümetine yönelik ağır bir eleştiriyi barındırmasıdır. O dönemde Fransız hükümetinin sorumsuz ve kötü yönetimi, birçok felakete neden olmuştur. Gericault, bu yönetimin ihmalkarlığını ve halka verdiği zararları gözler önüne sermek için Medusa’nın Salı tablosunu bir araç olarak kullanmıştır. Tablo, yalnızca bir felaketi resmetmekle kalmaz, aynı zamanda halkın, hükümetin sorumsuzluğundan nasıl etkilenip çaresiz bir şekilde kaderine terk edildiğini vurgular.
Tablonun izleyicilere yaptığı çağrı, insanlık onuru ve adalet arayışıdır. Gericault, sadece felakete uğrayanların dramını değil, aynı zamanda toplumun vicdanına da seslenir. Bu yönüyle Medusa’nın Salı, sadece bir tarihsel olayın betimlemesi olmanın çok ötesindedir; toplumsal bilinç uyandırmaya yönelik güçlü bir sanat yapıtıdır.
Bülent YANAŞIK
DenizEskisi
17 Şubat 2025