M/S İZMİR, M/S EGE, M/S MARMARA
M/S EGE, M/S İZMİR, M/S MARMARA
1950’Lİ YILLARDA TÜRK DENİZCİLİK TAŞIMACILIĞINDA GENEL DURUM
1950’li yıllarda Denizcilik Bankası T.A.O Denizyolları İşletmesi’nin iç hatlarda yolcu sayısı 1 milyon 250 bini, dış hatlarda ise 60 bini geçmişti. Akdeniz’de yolcu taşımada tüm rakiplerini geçerek birinci sıradaydı. Denizyolları Türkiye’de 73 liman ve iskeleye sefer yaparak İstanbul ile diğer sahil şehirlerini birbirine bağlıyor; Avrupa’da 13 limana sefer yaparak Türkiye ile Ortadoğu ve Avrupa ülkeleri arasında hızlı bir köprü oluşturuyordu. Ancak 1950’li yıllarda Denizcilik Bankası T.A.O Denizyolları İşletmesi’nin elindeki filo yaşlanmış, ekonomik ömürlerini tamamlamıştı.
TÜRK PROFESÖRLERİ İŞBAŞINDA
Filonun geliştirilmesi amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Profesörlerinin de içerisinde bulunan bir komisyon yepyeni tarzda gemi planları hazırladı. 5 geminin inşası için Almanya’dan 93 milyon Alman Mark’ı kredi alınmıştı. Alınan kredi ile Almanya Bremen’de A.G.Weser Tersanesi’nde gemilerin inşa edilmesi anlaşması imzalandı. M/V Akdeniz, M/V Karadeniz, M/S Ege M/S İzmir ve M/S Marmara adları verilen bu gemilerden ilk önce İzmir teslim alındı.
M/S Ege, M/S İzmir ve M/S Marmara adlarını taşıyan üç geminin özellikleri:
— Boyları 122,65m, genişlikleri 16,50m, su kesimi boş 4,13m dolu 5,79m idi. 6042 gros ton, 3327 net ton, 2106 dwt, 4160 beygir gücünde MAN (Maschinenfabrik -Augsburg-Nürnberg) yapımı dizel motorları vardı. Hızları 14 knot, tek pervaneliydiler. Üç gemide de; 25 adet Hususi kamarada 56 yatak, 22 adet I. Mevki kamarada 52 yatak, 22 kamarada 52 yatak, 21 adet II. Mevki kamarada 74 yatak, 7 adet Turistik mevki A kamarada 180 yatak, 4 adet Turistik mevki B kamarada 360 yatak bulunmaktaydı. Kısa seferlerde yazın 271, kışın ise 23 kişi güverte yolcusu olarak alınabiliyordu. Tatlı su tankı 269 ton, deniz suyu balast tankı 779 ton, motorin tankı 250 ton kapasiteliydi. 2 adeti motorlu 6 adeti normal olmak üzere toplan 8 adet can filikası vardı.
M/S EGE
Almanya’da yeni yapılan gemilerden birine de M/S EGE adı verildi. M/S Ege diğer kardeşleri ile birlikte denizyollarının sefer yaptığı iç ve dış hatlarda özellikle de Karadeniz’de İstanbul-Sinop-Samsun-Ordu-Giresun-Trabzon-Hopa uğraklı Hopa Sürat Seferi ile İstanbul – İzmir Seferini sıkça yapan bir gemi idi. M/S Ege 1 Temmuz 1981 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na verildi. TCG Erkin adı ile donanmada hizmet gördükten sonra 22 Mayıs 1982 yılında kadro dışı bırakılarak hurda olarak Aliağa’da söküldü.
M/S İZMİR
Deniz ticaret filosunda “İZMİR” adını taşıyan vapurlardan hiçbiri 1955 yılında Almanya’da inşa edilen “ M/S İZMİR” kadar sevilmedi. 1956 yılının Mart ayının ortalarında M/S İzmir İzmir’e yaptığı ilk seferinden sonra Adriyatik seferlerini yapmaya başladı yeni ve modern bir gemi olması nedeniyle de oldukça ilgi görmüştü. Kardeşleri gibi denizyollarının tüm iç ve dış seferlerinde çalıştı.
İstanbul’dan hareket eden M/S İzmir vapuru kaptanı Mehmet Tahir Candaş yönetiminde 3 Şubat 1957 Cumartesi saat 10.00’da İzmir Limanı’na girecekti. Gemi İzmir Körfezi’nin girişini belirleyen Pelikan fenerlerinin içine girmişti. Bu sırada İzmir’den hareket eden ABD bandıralı Howell Lykes şilebi de kendi rotası üzerinde sakınma yapmadan aynı fenerlere doğru tam yol ile ilerlemekteydi. Her iki gemi bir anda aynı yönde rotalarını değiştirdi. Kaçınılmaz son gerçekleşti. Bu kazada üç kişi hayatını kaybetti. Üç geminin en sevileni İzmir Vapuru sulara gömüldü.
İzmir Vapuru battığı yerden çıkarılarak dünyaya geldiği yer olan Bremen’e götürüldü. İki yıl sonra 1960 yılının ortalarında İzmir Körfezi’ne beyaz bir kuğu gibi girdi. İzmir vapuru konforlu ve güzel bir gemiydi. Yolcular onu çok sevmişlerdi. Her zaman, yaz – kış demeden hep seferde oldu. Sonunda, 1987’de satılmak üzere kadro dışına bırakıldığı zaman 32 yaşında bir gemiydi.
M/S MARMARA
M/S Marmara kardeşleri gibi Almanya’da Bremen’de bulunan A.G.Weser tersanesinde inşa edilmişti. 1956 yılında hizmete girdi. Yeni lüks ve süratli olan bu gemiler denizyolları işletmesine saygınlık kazandırmıştı. Gemiler uzun yıllar boyunca Kuzey ve Güney Akdeniz hattında, İstanbul-Hayfa-Barselona ve Adriyatik hattında olmak üzere dış hatlarda, Karadeniz Hattı ile İstanbul-İzmir hattında yıllarca hizmet gördüler.
1969 yılında Denizcilik Bankası Yönetim Kurulu’nda bulunan Prof. Dr. Teoman Özalp M/S Marmara Gemisi ile İstanbul’dan İzmir’e bir yolculuk yapar, gemi süvarisi olan Kaptan Namık Assena ile gemiyi gezer. Geminin yükünün az fakat yolcusunun fazla olduğu dikkati çeker. Yeni bir düşünce oluşur. Yük ve yolcu gemilerinin sadece yolcu gemisi yapılacak ve bu işlem Haliç Tersanesinde bir tadilat yöntemi ile gerçekleştirilecek. Karar verilir ve kurumda görevli Yüksek Mühendis Ali Can’ın projesi ilk olarak Marmara vapurunda uygulanır. Tadilat biter. Gemi sefere çıkar, bir yıl sonra tekrar Haliç Tersanesine bakıma girer. 5 Mart 1972’de gemide neden kaynaklandığı hala anlaşılamayan bir yangın çıkar. Yangını söndürmek için karadan itfaiye denizden de römorkörler o kadar çok su sıkar ki neticesinde gemi yan yatarak batar. Yangının ardından denizden çıkarılmasına rağmen onarımının yapılamayacağına karar verilir, kadro dışı bırakılır. 1974 yılında sökülmek üzere satılır.
Denizlerimizin gerçek kuğusu olan üç gemimize ait 16 sayfalık tanıtım broşürü DenizEskisi kütüphanesinde saklanmaktadır.
Sayın Ali Bozoğlu’nun bu gemiler hakkında yukarıda detaylandırdığı yazısının sonunda oluşan düşüncesi şudur:
— Kaptan Namık Assena ile Prof. Dr. Teoman Özalp’in düşünceleri ve bu düşünceler neticesinde oluşan Yüksek Mühendis Ali Can’ın projesi devam ettirilmiş olsaydı bu gün Denizyolları yaşıyor olacaktı. Veya bundan cesaret alan armatörlerimiz bu alanda yatırım yapacaklardı. Bayrağımızı taşıyan sarı bacalı yolcu gemileri medeniyetlerin beşiği Akdeniz’i tekrar bir Türk gölü haline getireceklerdi.
Not: Bu yazıda açıklananların haricinde konuya ilişkin ilave bilgi, görsel ve materyal ihtiyacı bulunmaktadır. Her türlü destek için bizi iletişim bilgilerimizden arayabilirsiniz.