BARIGOZZI ÇANI
Barigozzi Çanı
2020 yılında başlayan Covid-19 salgını esnasında mart ayında gemi ile Libya’dan Türkiye’ye hurdalar geldi. Bu hurdaların içinde 463 kg ağırlığında dev bir çan bulunuyordu.
Çanı yapan Barigozzi ailesinin hikayesini aşağıda kısaca anlattım.
Çanın üzerinde müthiş figürler, çok düzgün Latince yazılar, hassas işlemeler bulunuyordu.
Pirinç malzemeden yapılmış olan çanın içinde yüksek oranda kalay da bulunuyordu. Henüz ekonomik kriz başlamamıştı, fiyatlar yüksek değildi, ancak çanın büyük olması içindeki madeni değerli kılıyordu.
Bir kamyona yüklenmiş olan çan kamyon kasasından itilerek yere düşürüldü, bu düşme esnasında çan tepesinde bulunan taşıyıcı halkalar kırıldı. Sonra çan bir tartı aleti üzerine kondu.
463 kg ölçüm yapıldı. Eline büyük balyozlar almış bir grup işçi çanın yanına geldi, balyozlarla çana vurmaya başladılar. Bir süre sonra çan küçücük parçalara ayrılmış oldu.
Çok zor elde edilebilecek tarihi bir fırsat kaçırıldı, sadece materyal iştahı tarihi toprağa gömdü, kimsenin haberi olamadı, çandan hiçbir parça kalmadı.
Değerlerin yok edilmesine karşı olduğumu birçok tez tekrarladım. Örnek olay olması açısından siteme eklemeyi bir görev bildim.
DenizEskisi işi yapan kişilere bu hikâyeyi hep anlatıyorum ve karşılarına çıkan farklılıkları asla göz ardı etmemelerini istiyorum.
Lütfen aşağıdaki Barigozzi ailesinin hikayesini okuyunuz ve yaptıkları sanat eserlerini inceleyiniz.
Barigozzi Dökümhanesi
(Vikipedia’dan tercüme edilerek aktarılmıştır)
1806 yılında Napolyon Eugenia Dökümhanesi olarak kurulan Barigozzi Dökümhanesi, Isola semtindeki Santa Maria alla Fontana kilisesinin eski manastırında, Fontana bölgesinde yer alan Milano şehrinde tarihi bir dökümhaneydi.
Barigozziler, bronz çanların dökümünde uzmanlaşmış bir Veronese ailesiydi. Dökümhane, 19. yüzyılın başından 20. yüzyılın sonuna kadar faaliyet gösterdi ve İtalya’da ve yurtdışında çan döküm pazarında öncü oldu.
Villafranca’da bir atölyesi olan Baba Domenico’nun oğulları Ermanno ve Prospero, Garlasco’nun dökümhanesinden birkaç kilometre uzaklıktaki Bozzola Kutsal Alanı için bronzdan beş çan dökerek döküm faaliyetine başladılar.
1841’de Boschetto di Dorno’nun Kutsal Bakire Mabedi’ndeki üç çan; daha sonra ultra hafif olarak tanımlanan, diğer dökümhanelere kıyasla daha az ağırlıkla mezar çanları dökebilen ve böylece müşterilere çok para kazandıran da dahil olmak üzere çeşitli şekiller denemeye başladılar.
Çan sesinin zayıf olması Milano’ya taşınan dökümhanenin varislerini yeni bir şekil tasarlamaya yöneltti.
Locarno şubesi (Kanton Ticino) Milan’ınkine katıldı ve Milano’nun başkentinde, tüm Lombardiya’ya birkaç şaheser ses veren form test edildi.
Bunların arasında Rho (kutsal alan), Corbetta, Vedano Olona, Colnago di Cornate d’Adda, Chiasso, Morbio Inferiore, Paderno Dugnano, Carate Brianza, Sartirana Briantea (kutsal alan) çanı yer almaktadır.
Bu arada şirket Silvio ve Ermanno Secondo’nun eline geçti. Büyük çanların yanı sıra, Ercole Rosa tarafından Milano’daki Piazza Duomo’daki Vittorio Emanuele’ye atlı anıtın, Ludovico Pogliaghi tarafından tasarlanan katedralin orta kapısının kapılarının ve San heykeli de dahil olmak üzere çok sayıda bronz heykelin dökümü için görevlendirildi.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın çeşitli ülkelerinde (Kongo, Somali, Kenya, Rodezya, Hindistan, Burma, Japonya) dini misyonlar için çan üretimi ile iş yeniden başladı.
1975’te resmi olarak kapatılan dökümhane, Gian Luigi Barigozzi tarafından tasarlanan şekillerle, Valduggia’daki taşeron firma Roberto Mazzola’ya aralıklarla çanları dökmeye devam etti.