GÜMRÜKSÜZ LAFLAR

“Üç tip insan vardır, yaşayanlar, ölüler ve denizde olanlar.” Aristo, filozof.

Büyük bir su kütlesi üzerinde yelken açmak demek, rüzgarı kendi menfaatiniz doğrultusunda kullanıp teknenizi istediğiniz yere götürmek anlamına gelir.

 “Rüzgarın yönünü değiştiremem, fakat yelkenlerimi her zaman ulaşacağım yere göre ayarlarım.” Jimmy Dean, müzisyen.

Bu yaklaşıma göre rüzgar sizin pervanenizdir. Rotanızı rüzgarın yönü belirler. Varacağınızı düşündüğünüz limana olan uzaklık sabit olmasına rağmen oraya ulaşabilme süresi karşılaşacağınız dalgaların yüksekliği ve rüzgarın şiddeti ile doğru/ters orantılı olacaktır.

“Deniz tutması olmasaydı tüm dünya denizci olurdu.” Charles Darwin, bilim adamı.

Ve bu bir karmaşadır, çözülmesi gerekir. Çizdiğiniz rotada varoluşa karşın ilerlerken tek başınıza olmanız sizi hayati sıkıntılara yolaçabilecek zorluklarla karşılaştırabilir.

“Bir okyanusta gerçekten rahatça yelkenlerini açacağın tek gemi üzerinde olduğun gemidir. Rüzgarları değiştirmeye uğraşma, halatlarını sıkılaştır.” Richelle E. Goodrich, yazar.

Ancak, yukarıda yazdıklarımın hiçbirisi sizin denize açılmanızı engelleyemez. Ters ve doğru orantılı olan hiçbir şey sizin gözünüzü korkutamaz, yaratılış; içinizdeki merakı dizginlemenize engel olur.

“Bir limana ulaşmak istiyorsan denize açılmalısın.” Franklin D. Roosevelt, siyasetçi.

Deniz sevdasına kapılmış olan her denizcinin yaptığı küçük ve büyük icatlar medeniyetin ilerlemesi için bir adım oluşturdu.

“İnsan okyanusda bir damla değil, bir damlanın içindeki okyanustur.” Mevlana Celaleddin-i Rumi, ilahiyatçı, şair.

Gemi direklerinin sağlamlaştırılması ve uzatılması, yelkenlerin kısa sürede hisa ve mayna edilmesini sağlayan sistemlerin bulunması, gemi inşa tekniklerinin gelişmesi, seyir cihazlarının bilim ve teknik sayesinde etkinlik ve doğruluğunun artmasının yanında daha kolay ulaşılabilir hale gelmesi; tüm bunlar insanlığın ufkun ötesini görme sevdasını ve açlığını kamçıladı, ağır hava şartlarında dahi ilerlemeyi körükledi, yeni dünyanın keşfine yolaçtı.

“Yelkenlerinizi ticaret rotalarındaki rüzgarla doldurun. Farkına varın, hayal edin. Keşfedin.” Mark Twain, yazar.

  1. yüzyılın ikinci yarısına kadar denizcilikte temel amaç ticari ve askeri faaliyetleri desteklemek iken sonrasında eğlencenin ve sporun değerli kaynağından birisi oldu.

“Damarlarımızın içinde dolaşan kandaki tuz oranı ile okyanustaki tuz oranının aynı olması ilginç bir biyolojik gerçektir; ve böylece kanımızda, terimizde ve gözyaşımızda tuza sahibiz.” John F. Kennedy, siyasetçi.

“Güzel ve istenen bir rüzgarın kara hayatında çılgınca yaşanan karmaşayı ne kadar çabuk yokettiği dikkat çekici bir şeydir.” Ernest K. Gann, havacı, denizci, yazar.

İnsan hayatındaki etkinliği bu kadar büyük yer edinmiş denizler, gemiler hakkında mutlaka söylenmiş bir çok söz vardır. Kara, hava için bu kadar çeşitli söz bulamazsınız. Bunun en önemli nedenlerinden biri önünüzde,  arkanızda, sağınızda ve solunuzda, altınızda ve üstünüzde nelerin var olduğunu görebilmenizdir. Denizlerde bu mümkün değildir.

“Güneşin peşine takılıp eski dünyayı terkettik.” Kristof Kolomb, kaşif denizci.

Bir kütüğün içinin oyularak yüzdürülmesi durumundan koca koca çelik yığınlarına kadar gelinen süreçte her bir sözün mutlak değeri, felsefi bir anlamı vardır.

“Denizlere açıldığımda cennetin nasıl olduğunu merak etmiyorum, çünkü biliyorum.” Anthony T. Hincks, yazar

Yönetim bilimleri, davranış bilimleri ve liderlik eğitimlerinde verilen örneklerin büyük bir kısmı denizcilikle alakalıdır. “Kimse senin denizlerde ne çektiğini değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir” yazılı 10 TL’lik duvar yazısı ile koskoca, bilmem ne kadar milyar dolarlık şirketin CEO’suna gönderme yapılır.

“Herhangi bir şeyin çözümü tuzlu sudur; ter, gözyaşı veya deniz.” Isak Dinesen, yazar.

Denizin yüzlerce metre altında seyir yapan bir denizaltı içindeki personelin önlerini görmeden gittikleri rotada kullandıkları 5 duyu sisteminin dış dünyadaki karşılığı psikiyatrik çözümler üretmek isteyen tıp bilimine ışık tutar.

“Denizlerin sakinleşeceği konusunda ümitlenmeyi bırakınız. Zor denizlerde gitmeyi öğrenmeliyiz.”Aristotle Onassis, iş adamı.

Agorafobi ve kapalı alan sendromu buna bir örnektir. Diğer taraftan kapalı mekanda (literatür karşılığı zor ortam) imkansızlıkları değerlendirerek çözüme ulaşabilme yeteneği yönetici olması istenen insanlarda aranan bir özelliktir ve bunu çok az insan başarabilmiştir.

“Hiçbir kötümser kişi yıldızların gizemini çözememiş, haritada olmayan bir yere ulaşamamış ve insanlık için yeni bir kapı açamamıştır.” Hellen Keller, pedagog, aktivist.

Lider veya yöneticinin bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde uyguladığı, üniversitede teoride anlatılanlar, risk yönetiminin denizdeki karşılığı inisiyatiftir.

“Fırtınalardan korkmuyorum, çünkü gemimi nasıl yüzdüreceğimi öğreniyorum.” Louisa May Alcott, yazar.

İnisiyatifin kullanılacağı zaman ve mekan aynı şartlar altında kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve içerisinde yüksek riskler barındırabilir. Sürekli inisiyatif kullanmak liderlerde bir alışkanlık haline gelebilir, bu durum geminizin emniyetini yüksek oranda zedeler.

“Hedefiniz ve ona ulaşacak bir planınız yoksa nereye gittiğini bilmeyen bir gemidesinizdir.” Fitzhugh Dodson, psikolog.

Lider olmak ayrı bir konu, lider yetiştirmek ayrı bir konudur. Doğuştan birtakım yeteneklere sahip olunabilir ancak bu yeteneklerin iyi bir elde geliştirilmesi beklenmelidir. Bu nedenledir ki bir denizci ilk günden kaptan olamaz.

“Gemide çalışanlar hep yukarı, karada çalışanlar hep aşağı bakarlar.” John Masefield, şair.

Denizdeyseniz, karada ardınızda bıraktığınız bir çok şeyi yanınızda bulamazsınız. Geminizi limana ulaştırana kadar sürekli dikkatli, kulağı keskin, önsezileriniz açık olmalı.

 “Nereye gideceğinizi rüzgarın yönü değil yelken donanımınız belirler.” Jim Rohn,yazar.

Denizler hakkında söylenen sözleri tek bir grup insan yapmamıştır. Siyasetçiler, bilim adamları, yazarlar, sanatçılar, şairler, bunların bir kısmı hiç deniz görmese de denizler hakkında yorumlarda bulunmuşlar. Çünkü bir insanla en doğal anlaşabilme, bir insanı en basit şekilde değerlendirme ve yönlendirme denizlerden geçer.

 “Denizlere açılmadıysan yaşamamışsındır.” David Sedaris, komedyen.

“İnsanın kalbi denize ne kadar da benzer, fırtınalar, gel-gitler ve derinliklerinde inciler.” Vincent van Gogh, ressam.

Tanrı kavramı denizlerde çok kolay anlaşılabilir. Bir şeyin ne kadar büyük, kuvvetli ve kudretli olabileceği denizlerde her an görülebilir. Eğer yanlız başınıza mücadele ediyorsanız Tanrının büyüklüğünü anlamak hiç de zor olmayacaktır.

“Tanrının ne kadar yetenekli olduğunu unuttuğumda denize bakarım.”Whoopi Goldberg, sinema sanatçısı.

Sadece inançlar değil sevgi de denizlerde yetişir. Hayal gücünün sınırsızlığı, ütopik de olsa sevgiliye kavuşma isteği insanı yazmaya, bunun mümkün olmaması halinde sevgiyi vücuda işlemeye neden olur. Batmış gemilerden adalara sığınan gemicilerin kayalara kalp ve çıpa resmi kazımaları bu yüzdendir.

“Bazen gemilerinizi, rüyalarınızın ardından gitmesini engellemek için, dizginlemelisiniz.” Anthony T. Hincks, yazar.

Limana salimen gelmiş olmanız sizi rahata kavuşturmaz. Bir sonraki denize açılış için geminizi hazırlamak zorundasınız, bu işlem de o kadar kolay değildir. Denizde olduğunuzdan daha fazla yorulursunuz.

 “Topraklar gemilerin onları ziyaret etmesi için yaratılmıştır.” Brooks Atkinson, tiyatro eleştirmeni.

Denizdeyken mürettebattan birisinin veya tek başınayken sadece sizin hata yapmanız direk olarak sizin ve diğerlerinin hayatıyla ilgili bir hata yaptığınız anlamına gelir. Tarihte Titanic olayı dahil birçok örnek rahatlıkla bulunabilir.

“Hedefimiz gemiyi yüzdürmekten çok onun kendisini yüzdürmesidir.” John Rousmaniere, yazar, yelkenci.

Mürettebatın denizde hata yapma eylemi kesinlikle bulaşıcıdır ve kontrolü gerekir. Kontrol edilmeyen eylemler büyük kayıplara neden olacaktır. Konuyu  ve yazımızı bir örnekle kapatacağız.

Edward Aloysius Murphy, Jr. 

“Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.” Edward Murphy, mühendis.

Edward Aloysius Murphy, Jr. Amerika Birleşik Devletlerinde roketler üzerine deney yapan mühendislerden birisiydi. İnsan üzerinde ivmelenmenin etkileri inceleniyordu. Deneylerden birisinde bir pilot üzerine 16 değişik noktaya akselometre sensörü takılması gerekiyordu. Sensör bir sabitleyici vasıtasıyla iki şekilde yerine monte edilebiliyordu. Çalışanlardan birisi tüm olasılık kurallarının en sonuncusunu hayata geçirip 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi, deney tamamiyle başarısız oldu. Bu olayın sonucunda “Murphy Kanunları” adı altında esprili ancak oldukça gerçekçi kuramlar ortaya çıktı.

“Bir denizci ancak kara gözden kaybolunca emniyettedir, onu endişelendiren kıyının kendisidir.“ Charles C. Davis, biyolog.

Deniz Eskisi | Bir Çarkçı Gezgin'in Seyahatnamesi
Logo
Shopping cart